Çalışan kadın, ev ve iş hayatı arasında bir denge kurmak için mücadele etmektedir. Bu ikisini aynı anda ve başarılı bir şekilde yürütebilmek çoğu zaman ustalık gerektiren bir uğraş halini almaktadır. Bu uğraş içinde kadınların birçoğu kariyerlerine son vererek mücadeleden vazgeçmektedirler. Bu noktada kadın kadar erkeğe de büyük bir rol düşmektedir. Kadının bu uğraşta pes etmemesi yolunda eşlerin ev sorumluluğunu birlikte yüklenmesinin büyük bir etkisi söz konusudur.
Bunun yanında kadınları ev ve iş hayatında zorlayan ve pes etmelerini sağlayan birçok etken bulunmaktadır. Bu nedenlerin başında çalışma saatlerinin fazla olması gelmektedir. Özellikle annelerin çalışma hayatlarında çalışma saatlerinin fazla olması büyük bir sorun arz etmektedir. Ülkenin çalışma saatleri ile de bağlantılı olan bu mesele ve bu sürenin yumuşatılmaması da yine kadınların kariyer yolunda kadının karşısına çıkan en büyük engellerdendir. Bunun yanında hafta sonu tatili bulunmayan işler de kadınların hayatlarını büyük oranda zorlamaktadır.
Tüm bu fiziki sorunlara ek olarak toplumsal bazı nedenler de yer almaktadır. Kadının toplumdaki yerini sadece ev ortamı çerçevesinde gören kişiler tarafından söylenen ve aşılanan sözler de kadınların psikolojisini bozacak niteliktedir. Bu şekilde sosyal baskılar ve evlendikten sonra erkek egemen bir kültürün sonucu olarak eşin baskısı sonucu da bayanlar kariyerlerini sonlandırmaktadır. Bayanların en önemli sorunlarından bir diğeri ise hamileliktir. Kadınlar hamileliklerinin 8 ila 9 ayları ile bebeğin doğup dünyaya geldikten sonrasına kadar kariyerlerini yarım bırakmak durumunda kalmaları hatta ve hatta bebek dünyaya geldikten sonra kariyerlerinden vazgeçmeleride gördüğümüz engeller arasında diyebiliriz.
Bu noktada kadınların işinin beylere göre daha zor ve meşakatli olduğunu görüyoruz.