Modern psikolojiye göre; kişiliğimizin gelişiminde ilk yıllardaki yaşantılar çok önemli bir yere sahip. Çocuk gelişim dönemleriyle ilgili son yıllarda genel kabul gören ve “7 çok geç” sloganıyla yaygınlaşan bir dönemden bahsedeceğiz. Aslında bu bilim ve psikoloji dünyasına yeni girmiş bir kavram değil. Ünlü psikolog Sigmund Freud‘un yıllar önce temellerini belirlediği psiko-seksüel gelişim kuramına dayanıyor.
Freud’a göre; insan yaşamında ilk 6 yıl çok önemli. Kişiliğin temel kazanımları bu dönemde belirleniyor ve çoğu zaman geri dönüşü mümkün olmayan ya da zor olan saplantılarla sonuçlanıyor. Kişilik gelişimini beş evrede ele alıyor.
1.Evre= 0-1 yaş arasını kapsıyor. “Oral Dönem” adı verilen bu evrede başlıca haz kaynağı ağızdır. Bebek bu dönemde dünyayı ağız yoluyla tanımaya çalışır ve en belirgin faaliyet emmedir. Eline geçen her nesneyi ağzına götürüp tanımlamaya çalışan bebek için süt emme bu dönemde hem anneyle kurulan ilişki açısından hem de dönemi sağlıklı atlatma açısından önem taşır. Bu dönemi sağlıklı atlatamayan birey Freud’a göre döneme saplanacaktır. Döneme takılı kalan bireylerde ilerde görülebilecek ruhsal sorunlar: narsizm, ileri derecede iyimserlik, ileri derecece kötümserlik, devamlı isteme, başkalarına bağımlı olma…
2.Evre= Anal dönem olarak da bilinen bu dönem 1–3 yaş arasını kapsar ve tuvalet eğitiminin verildiği dönemdir. Döneme saplanma sonucunda; pislik, dağınıklık, öfke, karşı gelme gibi sorunlar yaşanacaktır.
3.Evre= Fallik dönem dediğimiz bu süreçte 3–6 yaş aralığındaki çocuk cinselliği keşfetme aşamasındadır. Bu dönemde baskıya ve şiddete maruz kalan çocuklarda; cinsel kimlik karmaşası yaşama, karşı cinsle sağlıksız ilişkiler yaşama gibi kişilik bozuklukları görülmesi kaçınılmaz olacaktır.
4.Evre= Laten(gizil) dönem olarak bildiğimiz bu evrede 6–12 yaş aralığındaki çocuk karşı cinsle ilişkisini bilinçaltına atar ve hemcinsleriyle oyun dönemi başlamıştır. Bu döneme takılı kalan çocuklarda kontrolsüzlük, içsel denetim sorunları, obsesif özellikler görülebilir.
5.Evre=Genital dönem de diyebildiğimiz bu dönem ergenlik dönemidir. Hem karşı cinse hem hemcinslere yakınlığın duyulduğu bir süreçtir. Birey gerçek anlamda bir kimlik arayışına girer.
İlerleyen zamanda Freud’un öğrencisi E.Ericsson’un çalışmalarıyla bu kuramın önemini yitirdiği söylense de son yıllarda bu ekole dönüş yaşanmıştır. Bilinçli ebeveynler artık ilk 6 yılın önemini ve çocuk gelişimi kavramış bulunuyor.